4 D Kuramı ile Davranışlarımızı Kontrol Edebiliriz
Nuray EKİNCİ tarafından yazılmış bir uygulama yöntemidir. (2018)
Kuramın adı: 4 D KURAMI
Albert Elles’in ABC modeli kaynak olarak alınmıştır.
Akılcı Duygusal Terapi Nedir? Bilişsel terapiyi ilk savunan kuramcılardan biri olan Albert Ellis, insanların kaygılı, sıkıntılı ve depresif olmasına insanların akılcı olmayan inançlarının ve yanlış akıl yürütmelerinin sebep olduğunu düşünür. Ellis yanlış akıl yürütmeyi A-B-C süreci olarak işlemiştir. A (Activating Experience) = Harekete Geçiren Deneyim B (Belief) = İnanç C (Consequences for emotions) = Duygusal Sonuçlar Sizi harekete geçiren bir olay olduğunu farz edelim. Erkek/kız arkadaşınızın sizi arayıp ilişkinizi sonlandırmak istediğini düşünün. Ellis’e göre A süreci burada başlar. Ancak danışanların terapiste başvurmanızı sağlayan genelde C süreci, yani duygusal sonuçlardır. Çünkü kendinizi kızgın, depresif veya suçlu hissedersiniz. Peki A sürecinden neden C sürecine geçeriz? Ortadaki basamağı atlamamızın sebebi başından beri var olan akılcı olmayan inançlarımızdır. Örneğimize geri dönecek olursak kız/erkek arkadaşınızın sizden ayrılmasına bu kadar üzülmenizin sebebi ‘Hayatımdaki bütün insanlar tarafından sevilmeliyim ve onaylanmalıyım.’ gibi sizin de farkında olamayabileceğiniz bir yargıya sahip olmanızdandır. Bu ve benzeri o kadar çok işlenmiş hatalı düşüncelerimiz vardır ki bazen farkında olabilmek için bir uzmanın yardımına ihtiyaç duyarız (Burger, 2004).
Nuray Ekinci;
Yaşamımızda bir olayla (DURUM) karşılaştığımızda, onun hakkında bir fikrimiz ya önce den vardır ya da o anda bir fikre kapılırız (DÜŞÜNCE). Aynı saniyelerde çok çok hızlı duygulanım yaşarız (DUYGU). Ve bir davranış oluştururuz (DAVRANIŞ).
4D Kuramını sıralamasını söyle yapabiliriz.
DURUM (Bizi etkileyen belli bir olay)
DÜŞÜNCE (Bu olaya ilişkin düşüncelerimiz)
DUYGU (Düşüncemiz etkisi ile ortaya çıkan duygumuz)
DAVRANIŞ (Düşüncemiz etkisi ile ortaya çıkan davranışımız)
Bununla ilgili bir örnek olay düşünelim.
Ayşe hanım komşusuna gider, tam kapıyı çalacakken ev sahibi Fatma hanımın çığlıklarını duyar ve zili çalar. Fatma hanım kapıyı kızgın bir şekilde açar. Ayşe hanım neden kızdığını sorar. Bunun nedeninin küçük çocuğunun cam vazoyu kırması olduğunu söyler. (Fatma hanım kızgındır, bağırıyordur (DAVRANIŞ) çünkü, çocuğu vazoyu kırmıştır (DURUM).
Ayşe hanım aynı gün, aynı kattaki diğer komşusu Emine hanıma gider. Emine hanımlara gittiğinde yerde kırılmış bir vazo ve mahcup bir çocuk ve gülümseyen Emine hanımı görür. Ayşe hanım, gördüklerini anlamak ister ve sorar. Emine hanım şöyle açıklar, az önce çocuğunun cam vazoyu kırdığını kendisinin de “olsun cana geleceğine mala gelsin” dediğini söyler.
Ayşe hanım şaşırmıştır. Az önce Fatma hanımın çocuğu vazoyu kırdığında çok hiddetlenmişti. Peki Emine hanımın da vazosu kırılmıştı, o neden aynı şekilde davranmıyordu? Değişen neydi? Davranışlarımızı olan olaylar ve içinde bulunduğumuz durumlar mı belirlerdi?
Hayır, durumlar belirlese her iki komşu da aynı davranışı göstermeliydi.
Peki, davranışları durumlar belirlemiyorsa, ne belirliyordu?
Bu durum, düşünce, duygu, davranış zincirinde kırılma noktası ne idi?
Evet, düşünce zincirin kırılma noktası olmalıydı…
Düşüncemizi değiştirdiğimizde, davranışlarımız değişecek…
Dünyada olup biten, olayları durumları değiştiremeyiz. Fakat ne düşüneceğiniz size kalmıştır. Bu lüksü kullanalım ve hayatımızı kolaylaştıralım…
Olan bitene vereceğiniz karşılıklar sizin kimliğinizi, düşüncelerinizi ortaya koyacak…
“Testinin içindeki ne ise, dışına da o sızar” Türk atasözü

